Bu haftasonu 64. Avrupa Öğrenci
Birliği Genel Kurulu'na katılmak için Budapeşte'ye gittim (26.04.2013-29.04.2013). 4 gün boyunca birçok
toplantıya katıldım, bir ay önce Türkiye'ye ziyarete gelecek ekibin
organizasyonunu, gelmelerine 10 gün kala iptal etmek zorunda kalınca birçok delegeden
tepki alacağımı biliyordum ve beklediğim gibi de oldu. Toplantı aralarını ve
akşam dışarıdaki sohbet zamanlarını iptal sebeplerini anlatmakla,
insaların kafasındaki soru işaretini gidermekle geçirdim. Şimdi, orada
geçirdiğim zaman esnasında hissettiğim ve yaşadığım duyguları aktaracağım.
Şunu bir kez daha anladım ki
ilişkilerde insanları dinlemek çok önemli. İlk iki gün özellikle programları iptal edilen ziyaret ekibindekiler olmak
üzere birçok kişi bana karşı çok soğuk davranıyordu ve bunu gerçekten
hissedebiliyordunuz. Melis ile beraber, son akşam ziyaret grubundan Litvanyalı
delege ile yaklaşık 1 saat konuştuk ve konuşmanın bir çok noktasında bu sohbeti
bir özür dilemek, bir daha olmayacak gibi sözler sarfetmek için yapmadığımı,
aksine onun ne düşündüğünü ne hissettiğini ve ne yapmamızı önerdiğini sordum.
Ve dinledim, sonuna kadar dinledim, onu anlamaya çalıştığımı söyledim. Konuşma
başındaki o gergin kişi, sonlarına o kadar yumuşadı ki, yüzüme bakmayan adam
gitmiş ve yerine gülümseyerek vedalaştığımız biri gelmişti. İşte o yüzü görünce
anladım ki dinlemek çok önemli bir iş.
Bu tarz organizasyonlarda siyaset kurumlarının, STK'ların Avrupa'da nasıl işlediğini çok net görebiliyorsun. Örnek vermek gerekirse genel kurulun son gününde İsviçreli delegeler bir durumdan bahsettiler ve sundukları belgede İsviçre'de tartışılan, yabancı öğrencilerin İsviçreli öğrencilerden fazla öğrenim ücreti vermesini öngören bir yasa eleştiriliyordu. Bu yasanın geçmesi durumunda, ülkedeki yabancı öğrencilerin oranının azalacağı ve mali sıkıntılar çekebilecekleklerinden bahsedildi. Kulağa çok basit geliyor olabilir ama şu açıdan da bakmak gerekiyor; ülkesinde yapılacak bir değişiklik var, oranın insanlarına bir külfet getirmeyecek, belki kendisi de hiç etkilenmeyecek ancak bunun için insanlarla konuşup kamuoyu oluşturmaya çalışan 2 İsviçreli öğrenci görünce duyarlı olmanın nasıl bir duygu olduğunu somut biçimde görüyorsunuz. Bizim memlekette böyle insanlar yok mu, tabiki var ancak kaç kişi! Bu teklif, oylanıp kabul edildi ve bu noktadan sonra üye olan herkesin imzası ile 11 milyondan fazla öğrencinin arkasında olduğu bir durum halinde Avrupa Konseyi'ne sunulacak. Bu çözüm arayışının sokakta polisle çatışıp çözüm üretmekten çok daha efektif ve medeni bir süreç olduğu kesin. Tabi çaresizlik de bazı insanları bu tepkilere sürüklüyor olabilir ancak o zaman demokratik ve sosyal sistemimize bakmamız gerekir ki bunu değiştirmek malesef hiç kolay değil.
Pazar günü kapanış toplantısı ve nehirde gemi turu vardı. Toplantının bir kısmında (açıkçası sıkışmış olmaktan da kaynaklanan) şöyle bir Ermeni, Azeri ve Avrupa'dan katılan diğer delegelere bir baktım da bizim hem fiziksel hem de davranış biçimi olarak Ermenilere ve Azerilerene kadar benzediğimizi, hatta Azerilerin de Ermenilere ne kadar benzediklerini fark ettim. Bunu düşünürken gözümün önüne, bizim insanımızla Avrupa toplumu arasında zorla ortak payda bulmaya çalışan insanlarımız, bakın biz de Avrupalıyız mesajını vermek için onlar gibi hayatını şekillendiren kişiler gibi bir çok kare geldi ve şu noktayı atladığımızı düşündüm. Yakın geçmiş sebebi ile ilişkilerimizi yargıladığımız milletler, yüzyıllar boyu aynı topraklarda yaşadığımızdan ötürü olsa gerek bizlere ne kadar yakınlar. Bu fikrimi, son akşam yemek sırasında masada beraber olduğum Azeri delege ile paylaştım. Dedim ki, şöyle bir size ve Ermenilere baktım ve aslında diğer ülkelerin insanlarına göre ne kadar benziyorsunuz, ve cevap içimi o kadar acıttı ki; biliyorum ama barışmamızı Rusya veya diğer büyük devletler istemiyor! Yıllarca birlikte yaşayan bu insanları birilerinin cepleri dolacak diye ayırmak ne kadar canice bir durum. Tabi bana böyle düşünüp yazmak kolay, olan arada kalanlara oluyor. Yazık, çok yazık...
Burası opera binası.
Şansımıza hava çok güzeldi, Melis ile beraber şehri gezme fırsatımız da oldu.
Genel Kurul'dan bir kare...
Son gece yapılan gemi turunda Sırp delegelerden Danijela ile beraber çekildiğimiz fotoğraf.
No comments:
Post a Comment